KISIRLIK TEDAVİSİ

KISIRLIK TEDAVİSİ

CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUKLARI VE AKUPUNKTUR

Akupunktur, cinsel işlev bozuklarının tedavisinde başarılı bir yöntemdir.

35-70 yaş grubu erkeklerin yarısından fazlasında ereksiyon (sertleşme) sorunu bulunmaktadır. Yaklaşık %30 oranında erken boşalma, yaklaşık %20 oranında cinsel isteksizlik, yaklaşık %10 oranında boşalamama görülmektedir.

Kadınların yaklaşık %50 si orgazmda güçlük yaşadığı ve yaklaşık %30 u hiç orgazm olamadığını bildirmektedir. Vajinismus (cinsel birleşmeden korkma) çok sık görülen diğer bir rahatsızlıktır.

Bütün cinsel işlev bozukluklarının tedavisi mevcut olan bir çoğu cinsel işlev bozukluğu akupunkturu ve diğer yöntemlerle çözülen rahatsızlıklardır.

Akupunktur ile kısırlık tedavisi uygulamalarında en önemli şey kadın ya da erkek de cerrahi gerektirmeyen, sebebi genellikle stres, hormonal düzensizlik olan infertilite sebeplerinde kullanılır. Önemli olan şey ise burada çocuk sahibi olmak için cerrahi uygulama gerekmemesidir. Ne yazık ki kadın ya da erkek infertilitesinde bir diğer önemli faktör ise döllenmenin yani, çocuk sahibi olmanın imkansız olduğu durumlardır. Tabii ki bu tür imkansız durumlarda da akupunktur uygulamalarına başvurmamak gerekir. İmkansız olduğu durumlardan kasıt nedeninin belirli olmadığı durumlar değildir. Tanısı konmuş ve bir ömür çocuk sahibi olamazsın demiş vakalarda akupunktur uygulamasına başvurmamak gerekir. Diğer tüm infertilite türlerinde akupunkturla kısırlık tedavisi başarı şansını %30-40 oranında arttırmakdadır.

TÜP BEBEK AKUPUNKTURU

Çocuk sahibi olamamanın birçok sebebi mevcuttur.

Akupunktur yapılan çalışmalarda tüp bebek uygulamaları sırasında oluşan stres ve kaygıyı %65-85 oranında azalttığı tüp bebek tedavisi sırasında gerekli olan yumurtanın yumurtalıktan çıkmasını (ovulasyon indüksiyonu), erkek infertilitesi, kadın infretilitesi, anne adayındaki hormanal dengesizlikler nedeniyle oluşan kaygı ve stresin azalması sonucu tüp bebek başarısı %30 lara varan oranlarda arttırmaktadır.

KISIRLIK NEDİR?

KISIRLIK NEDENLERİ NELERDİR?

Kısırlık ( sterilite ), çocuk sahibi olabilmenin mümkün olmadığı en uç nokta olarak ifade edilebilir. Evlilikte her çiftin korktuğu bir durumdur. Fakat çocuk sahibi olamamanın, kısırlık anlamına gelmediğinin bilinmesinde fayda var. Çocuk sahibi olamama, doğru tedavi yöntemleri ile aşılabilecek bir süreçtir.

Kısırlık (infertilite) çiftlerin düzenli olarak ilişki yaşamalarına rağmen 1 yıl içerisinde gebelik gerçekleşmemesidir. Bu süre genç yaştaki çiftler için daha da uzayabilmektedir. 35 yaş üzerindeki kadınlar için özellikle de muayene geçmişinde kısırlıkla ilgili bulgular varsa tedaviye hemen başlanmalıdır.

Aslında endişeye kapılacak bir durum değildir. Her 100 çiftten ortalama 15’inde görülebilmektedir. ve yaş ilerlemeye başladıkça oran artmaktadır. İnfertilite, üreme sistemindeki bir sağlık problemi olarak belirtilebilir. Sebepleri uzman hekimler tarafından araştırılarak tedaviye başlanabilir.

Kadınlar yaşın ilerlemesi ile doğurganlık ihtimalini kaybetmeye başlar. Özellikle 38 yaşından itibaren bu artış hızlanmakla birlikte, 40’lı yaşlarda %75’e varan fertilite kayıpları gözlenmektedir.

Erkeklerde ise yaşın fertiliteye etkisi kadınlardaki kadar belirgin değildir.

ZAMANINDA TEŞHİS VE DOĞRU TEDAVİ YÖNTEMİNİN ÖNEMİ

1 yılı aşkın bir süredir çocuk sahibi olamayan (infertil) bir çiftin tedavisinde, zamanında teşhis ve doğru uygulamalar ile başarılı sonuçlara ulaşılabilmektedir.

KADINLARDA KISIRLIK ( İNFERTİLİTE )

Kadınlarda infertilite kısırlık sebepleri çok geniş ve çeşitli sebepleri olabilmektedir. Bu sebepleri genel olarak yumurtlama problemleri, serviks yetersizlikleri, rahim kanalı sorunları, Karın altı zar problemleri, izah edilemeyen faktörler, fallot tüpü ile ilgi problemler ve yaş faktörü olarak sıralamak mümkündür. Fallot tüplerine ait nedenler genel olarak infertilite sebeplerinden en yaygın nedenidir. Falllot tüpüne ait sorunlar cerrahi olarak düzeltilebilir. Bazen de laparoskopik yöntemlerle kapalı cerrahi ile tedavisi mümkün olabilir. Fallot tüpe ait sorunlarda tüp bebek tedavisi uygun tedavi yöntemleri arasındadır.

Yumurtlamaya ait sorunlar başlığı altında adet düzenimiz gelmektedir. Her ay belli bir aralıkta adetlerimizin olması, adet sırasındaki kanama miktarının az ya da çok olmaması, ara kanamalarımızın olmaması, 14. 15. günlerde ovülasyonun tam olarak gerçekleşmesi infertilite açısından önemlidir. Burada da en etkili olan şey hormonlarımızdır. Adetin tam zamanında başlaması, tam zamanında yumurtanın rahim içerisine atılması ve tam zamanında sonlanmasında hormon dengemizin rolü çok önemlidir. Progesteron düzeyi ovülasyon da kıymetli bir hormondur. Progesteron ve diğer hormonların rol aldığı ovülasyon dediğimiz süreç şey her ay bir ya da iki tane yumurtanın rahim duvarına düşme olayıdır. bilindiği üzere bir adet yumurta rahim duvarına düşer ve döllenirse buna tekli gebelik iki adet yumurta rahim duvarına düşer ve ödenirse buna çoklu gebelik denmektedir. Rahim duvarına 28 günlük regli dönemi boyunca hiç yumurta düşmemesi durumunda şanslı grupta yer almaktasınız. Anovulasyon adet düzensizliğine bağlı infertilite de hormonal ilaçlar ve desteklenmesi açısından akupunktur ile kısırlık tedavisi uygulamaları ve akupunktur ile yumurtlama uygulamaları başarılı sonuçlar vermektedir.

Kadın infertilitesinde bir diğer problem ise servise ait sorunlardır. Servis sperm için uygun ortam oluşturamaması problemidir. Bu problem de antikorların rolü ve rahim ağzından salgılanan sıvıları yetersizliği rol almaktadır. Bu konuda aşılama uygulaması tercih edilmektedir. Başarılı sonuçlar alınamazsa tüp bebek ve akupunktur uygulamaları tercih edilebilir.

Rahim içi problemlerinden, bir diğer infertilite nedeni rahim içi yapışıklıklar yer almaktadır.

Endometriozis dediğimiz rahatsızlık endometrium dokusunu olmaması gereken bir yerde yer alması durumudur burada da gene laparoskopik yöntemlerle karın içi incelenir ve tanı konulabilir.

Ne yazık ki idiopatik dediğimiz, sebebini bir türlü ortaya koyamadığımız, izah edemediğimiz ve tedavisi de çok daha zor olan %5 civarı bir kadın infertilite sebebi de mevcut.

Gebelikte, çocuk sahibi olmada en önemli faktörlerden biri de yaştır. 34, 35, 36 lı yaşlar doğal yollarla çocuk sahibi olmak için üst sınır olarak kabul edilir. 40 yaş üzeri kadınlar da çocuk sahibi olma olasılığı gittikçe azalmaktadır.

ERKEKLERDE KISIRLIK ( İNFERTİLİTE ) AZOSPERMİ NEDİR?

Erkek infertilitesinı çeşitli gruplara ayırmak mümkündür.

Birinci grup sperm(meni) yetersizliğine bağlı grup diyebiliriz.

Burada meni sayısının ve hareketliliğinin azalması ve menideki yapısal problemlere demek mümkün.

İkinci grup belirli bir rahatsızlığa bağlı sperm(meni) kalitesinin bozulmasıdır bu grupta ise çocukluk döneminde yaşanan ateşli hastalıklar, örneğin; kabakulak, hormonal nedenler, sifiliz gonore gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar, geçirilmiş kanser sonrası uygulanan kemoterapiler ve radyoterapiler, şeker hastalığı(diyabet) sayılabilir.

Bir diğer gruptaysa sperm kalitesi normal sperm üretimi normal ama sperm testisten dışarıya çıkamadığı gruptur. Bu grupta meninin tesiste birikmesi Testislere penis arasındaki kanalda herhangi bir tıkanıklık sayılabilir.

Bir diğer grup ise çevresel faktörlerdir. Burada en başta stres, sigara ve alkol tüketiminin miktarı gelmektedir. Cinsel fonksiyon bozukluğu sertleşme ve erken boşalma gene strese bağlı oluşabilir.

Bir diğer grupta ise doğuştan elde ettiğimiz hastalıklardır. Bu grupta hem genlerimiz nedeniyle, hem de doğuştan gelen rahatsızlığa bağlı infertilite sebepleri sıralanmıştır bunlar varikosel dediğimiz testis bezlerinin beslenmesini sağlayan damarların genişlemesi, inmemiş testis; inmemiş testis hem doğuştan hem de sonradan edinilebilen bir rahatsızlıktır ve genetik nedenler sıralanabilir.

Detaylı bilgi için bizimle İLETİŞİME geçebilirsiniz.